Atatürk, Türk halkiyla birlikte emperyalist devletlerle,Yunanlilar ve cetelerle, siyasal Islamci isbirlikci Osmanli yönetimiyle savasti; dünya tarihinde esi olmayan bir zafere ulasti. Laik, demokratik ve cagi asan bir devlet kurdu.
Atatürk önderliginde Türk ulusunun verdigi savas; kurtulus ve kurulus savasidir. Kurdugu devletin kurumlari Osmanlinin devami degil, yeni bir cumhuriyettir. Devletimizi korumak, daha ileriye götürmek temel görevimizdir.
Ulus olarak; Kurtulus Savasini ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün, devletimizi nasil kurdugunu kurumsal degil, bireysel cabayla ögreniyoruz. Oysa Atatürk her zaman bir basvuru kaynagidir. Onun fikirleri yol göstericidir. Okullarda Atatürkcülük gercek anlamda temel ders olmalidir.
Atatürkten sonra devrim ve ilkelerinden ödün verildi. Eger Atatürkün yönetim anlayisi eksiksiz sürseydi; Türkiye kuskusuz dünyanin en ileri, esi olmayan devleti olacakti.
Türk ulusu, Ulu Önder Atatürkün devrimlerini korumaya, yüceltmeye ve daha ileriye götürmeye her zamankinden daha fazla gereksinim duyulan bir dönemi yasamaktadir.
Müslüman ülkeler icin en büyük tehlike, laiklikten, demokrasiden uzaklasip; emperyalizmin ve cikarci bir zümre egemenligi olan siyasal Islamin güdümüne girmektir. Bunun dünyada örnekleri vardir. Bu asamada tüm Atatürkcülere büyük görev düsmektedir. Atatürkü sevmek yeterli degildir. Atatürkcülerin görevi; Atatürk devrimlerini ve onun cagdas, demokratik yönetim anlayisini daha ileriye götürmektir.