Modern Türk siirinin kurucularindan kabul edilen Ahmet Hasimin düz yazilari da siirleri kadar akici bir ahenge sahiptir. Edebiyatimizda sembolizm akiminin en güclü temsilcilerinden biri olarak, yazarin siirlerinde makes bulan, okurlarini farkli acilardan yakalamasi ve zihinlerde farkli pencereler acmasi gibi özellikleri, siirlerinin aksine oldukca anlasilir olan düz yazilarinda da görülmektedir.
Ahmet Hasimin deneme yazilarindan olusan Gurebahane-i Laklakan, Düskün Leylekler Evinden yeni sanat anlayisina, mizahtan sinemaya, mimariden sanata, cok farkli konulari ele aldigi, essiz üslubuyla zihninin pencerelerini okuruna actigi az sayidaki düz yazi kitaplarindan biridir.
Muhatabim biraz düsündükten sonra, samimiyetinden süphelendigim
tatli bir eda ile itirazlarima cevap verdi
Hayret etmemek icin sebep olarak saydiklariniz bizi aksine hayret etmeye sevk ediyor. Zamanimizda her isini makineye birakan insan eli, artik kendi ustaligiyla güzelligi yaratmakta aciz gösteriyor, insan eseri olan makine, insan elini adilestirmistir. Eski ellerin güzel eserlerini gördükce bugünkü soysuzlasmis insan elinin vaktiyle nelere kadir olmus oldugunu düsünüp sasmamak mümkün degildir. Eski Misir, Babil, Keldan, Yunan ve Fenike eserleri, eski Arap ve Iran eserleri bizi bugün hep bu düsünceyle hayret ettiriyor. Hayretimiz bugünkü insan elinin aczinden ileri gelir. Bunun icindir ki dev gibi makinelerle kolayca acildigini bildigimiz Panama Kanalina karsi hicbir alaka duymayan hayalimiz iki yüz sene evvel, Bursada, Konyada, Izmirde bir genc kiz elinin isledigi ipek cevrenin iptidai sirma nakislari önünde zevkle heyecan ve hayrete düsüyor.