Din hayatimiz, din anlayisimizdan; din anlayisimiz da sahip
oldugumuz din bilgilerden bagimsiz degildir. Cünkü din hayatimiz,
ögrendigimiz din bilgilere göre sekillenmekte; din
bilgilerimiz ise genellikle aileden, egitim kurumlarindan, yazili
ve görsel basindan ve kitaplardan elde edilmektedir. Dolayisiyla
dogru din bilgiler, dogru bir din hayati; dogru olmayan
bilgiler ise yanlis bir din hayati olusturmakta ve sekillendirmektedir.
Bu nedenle din hayatimiz, din anlayislarimizdan
bagimsiz degildir. Hatta bunun bir devami niteligindedir ve
aralarinda da siki bir iliski söz konusudur. Bazi degisimler
olsa da geleneksel din anlayislarin devam ettigi, hatta gelenekcilige
dönüstürüldügü ve bu haliyle yasanmaya devam
ettigi bilinmektedir. Buna karsilik gelenekten kopuk bir din
hayata yönelislerin de basladigi görülmekte ve bunun din hayatimiz
icin cidd bir sorun teskil ettigi müsahede edilmektedir.
Bu nedenle günümüzdeki din hayati dogru anlamak ve
degerlendirebilmek, daha da önemlisi din hayatimizin dogru
olanlari ile yanlis olanlarini ayirt edebilmek icin öncelikle din
anlayislarimizin bilinmesi ve sorgulanmasina ihtiyac bulunmaktadir.