18. yüzyil sonrasinda dünya, cesitli cografyalarda, cesitli toplumlarda birbirini takip eden onlarca büyük devrime sahitlik etti. Beklenmedik bir zamanda ve cok cetin bir cografyada, yedi büyük devletin isgali sirasinda gerceklesen büyük Türk Inkilabi ise medeniyet tarihinin en hayret verici olgularindan biri olarak zihinlere kazindi.
Tanzimat ile baslayan, Genc Osmanlilar ve Jöntürklerle olgunlasan Türk modernlesmesi, yeni bir devlet, yeni bir vatan ve yeni bir toplum yaratabilmek adina en büyük hamlesini Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliginde egemenligi kayitsiz sartsiz millete teslim ederek atti. Türk milletinin cagdaslasma serüveninin son merhalesi olan Türk Inkilabi, kendisinden önce ve sonra gerceklesen devrimlerden sahip oldugu karakteristik nitelikleri sayesinde ayrildi.
Genc cumhuriyetin genc düsünürü, meshur yazar Sadri Ertem, ilk kez 1933 yilinda yayimlanmis bu kitapta devrimi doguran sürecleri derinlemesine irdelerken, Türk Inkilabinin sebeplerini, doguracagi sonuclari ve onu essiz kilan karakterini henüz Cumhuriyetin 10. senesinde izah ediyor.
Edebiyatta toplumsal Gercekcilik akiminin, siyasette Kemalizm düsüncesinin önemli isimlerinden olan Ertem, Kemalizm acisindan mevcut eksiklikleri gidermek icin mühim bir eser kaleme almistir. Siyasal pratiklerin önemini vurgulayan yazar, bilhassa Tanzimata yönelik perspektifiyle ön plana cikar. devrin politikalarini mesrulastirma girisimleri nezdinde, yazarin bu eserinin ayri bir önemi oldugu ortadadir.
Eserde de belirtildigi üzere, yazarin, yanitini aradigi temel soru Nasil olursa daha iyi olur degil, Bunlar nasil oldu sorusudur. Padisahlik ve feodalizm gibi kavramlara yönelik elestirel paradigmanin yani sira, Cumhuriyetin sundugu alternatifin degerlendirilmesi de dikkate deger unsurlardandir. Bu baglamda Ertem, kuramsal acidan genc cumhuriyetin temellerini atma döneminde önemli katkilar sunan eserlerden birini okurla bulusturmustur.
