Ellerini gözlerinin üstüne kapayarak arkaüstü yatti. Günes yapraklarin arkasindan bile gözleri kamastiriyordu. Yusuf kafasinda ugultular hissetti. Simdi kelime kelime hatirlayamadigi bir cümle, iceri girmek icin basinin etrafinda dolasiyordu. Muazzez ne demisti Belki bir gün canim isteyecek mi demisti... Bu kadar kati mi söylemisti Yoksa Belki canim isterse mi demisti. Bu daha cok bir tehdide benziyordu ve sarih bir manasi yoktu. Böyle söyledi ise bir sey degil diye düsünüyor, fakat Muazzezin böyle söylemedigini de gayet iyi biliyordu. Kafasina sokmak istemedigi laflar etrafinda mukayeseler yürüttügünü fark edince icerledi. Bir an icin bütün beyninin durmasini istedi. Bunu o kadar siddetle ve candan istedi ki, gözleri yasardi. Kendi kendisi ile hizli konusmamak ve bagirmamak icin bir eliyle agzini kapatiyordu. Bir aralik hicbir sey düsünmez gibi oldu ve icinin hafifledigini hissetti. Fakat biraz sonra kendini, agzinin icinde Ne olacak Ne olacak diye mütemadiyen mirildanirken yakaladi.