Kosmam gerekiyor. Yetismeyi gectim, daha az gec kalmak icin kosmaliyim. Ben bir topalin yanindan hizla gecemem. Korkarim onu incitmeye. Gec kaldim. Bir günde yüzlercesi geciyor, hem alismistir. Yaklasiyorum, hemen önümde, biraz hizli yürüsem gecerim onu. Sonra da kosarim. Ne var bunda Yelegi, biri digerinden daha fazla inip kalkan omuzlarinin tasidigi triko yelegi... Yapamam, ben bir topalin yanindan hizla gecemem. Hic kimse mahalleyi ve onun gölgede kalan insanini Emre Sahin kadar derinlikli tasimadi öyküye. Alisilmis hayatlari birbirinden ayiran canli damarlari kesfetmek gerekiyordu bunun icin. Gözün degil sezginin yakalayabilecegi sahnelerdi bunlar. Su tankeri sadece su tankeri degildi mesela, ne zaman gelecegi belli olmayan bir sevgiliydi. Alisverisin sonunda kurtarilan yol parasi adi konmamis bir galibiyet, cocuklarin hurdaci icin topladigi bakir teller rüyalarini aydinlatan hazinelerdi. Emre Sahinin ilk öykü kitabi nitelikli okurla bulusmaya hazir.