Ibn-i Sina, daha cocuklugunda, cevresini hayrete düsüren bir zeka ve hafiza örnegi göstermistir. Kücük yasta caginin bütün ilimlerini ögrenmisti. Gündüz ve gece okumakla vakit gecirir, mum isiginda saatlerce, cogu zaman sabahlara kadar calisirdi. Pek az uyurdu. Ibn-i Sina, cogu Tip, Fizik, Astronomi ve Felsefeyle ilgili olarak 150 civarinda eser yazmisti. Farsca olan birkaci disinda bunlarin hepsi Arapcadir. Cünkü o devirde ilim eserlerini Arap diliyle yazmak adetti. Arapcaya bu bakimdan deger verilirdi. Bilhassa tip ilmine dair arastirmalari son derece orijinal ve dogrudur. Bu yüzden dogu ve bati hekimligine kelimenin tam anlamiyla, 600 yil hükmetmistir ve Tip Kanunu isimli kitabi 600 yil boyunca Avrupa üniversitelerinde temel ders kitabi olarak okutulmustur. Eserleri Bati dillerine Latince yoluyla cevrilerek Avicenna diye söhrete ulasan Ibn-i Sina, yanlis olarak bir süre Avrupada Iranli hekim ve filozof olarak taninmistir. Bununla beraber, batililar da kendisini Hakim-i Tib, yani hekimlerin piri ve hükümdari olarak kabul etmislerdir. 16 yasindayken pratik hekimlige baslayan Ibn-i Sina, bir süre resmi saray doktorlugu da yapmistir.A