Yillarca resm ideoloji dogrultusunda üretilen resmi tarih, Osmanlidan Cumhuriyete gecis sürecinde yasanan hadiseleri aslindan saptirarak ele aldi ve tahrif etti. Yakin tarihimizi tartismali ve bulanik bir alan haline getirdi; bilinmezlige ve hatta hiclige mahkm etti.
Cumhuriyet tarihi boyunca genel anlamda Osmanli, özelde de basta Sultan II. Abdülhamid ve Vahdeddin olmak üzere neredeyse bütün padisahlar agir ithamlarla anildi, tabir yerindeyse linc edildi. Genc nesiller, ilim adamlari, tarihciler, aydinlar ve nihayet toplumun büyük kesimi onlarca yil Osmanli düsmanligi ile yetistirildi; zihinler insa edildi, beyinler yikandi.
Halbuki bilhassa 90li yillardan bu yana yapilan yeni ilm arastirmalar ve yazilan eserlerle gördük ki, siyasi-ideolojik taarruz ve tahrifatlarin izleri, tarih ilminin sahadeti ve sundugu yeni vesikalar isiginda aydinlatildikca ortaya ezber bozan, ögretilmeyen bambaska bir yakin tarih cikmakta.
Cumhuriyetin Gizli Tarihi kitabinin devami mahiyetindeki bu ikinci eser, karartilan tarihimizin aydinliga kavusmasina katkida bulunuyor.
Kitabin ilk bölümünde Cumhuriyete giden sürecte Ilk Meclis ve Ankaranin üstlendigi rol ele aliniyor