Edebiyatimizda günlügün bir tür olarak kabul görmesindeki tartismasiz rolüyle, Türkcenin hem kazicisi hem kuyumcusu Salah Birsel Aynalar Günlügünde kendisiyle ve okuruyla mahrem söylesisine devam ediyor. Günlük türünde bir esere verilen ilk ödülün de sahibi olan Birsel, Günlükler dizisinin bu ücüncü kitabinda 1986-1988 yillari arasindaki, yetmislerine yaklastigi günleri paylasiyor. Yaslilik ve ölüm rüzgarlarinin efil efil estigi sayfalarda edebiyatin yakin ve uzak karakterleri canlaniyor, Edip Canseverin deyisiyle Kentlerin Büyük Terzisinin terzihanesi okura tüm hosmerimligiyle aciliyor.

Ama yetmis besinde, sekseninde hala dingildek ve Kemal Sunal gibi siritkan papatyalar da var. Bunlar, yasamaya ne kadar Ya ben Ben ne kadar diyen yazarla birlikte biz de yaslilik biliminde az da olsa yol aliyoruz.