Onur Gökseni samimi bir yazar olarak taniyorum, belgesel niteliginde, esprili ve kaygili hikayeleri var. Bunlari okurken artistik cabasini cok güzel gizliyor, hatta bunu fark etmiyorsunuz bile. Benim kanaatim, bu en güzeli. Ne güzel anlatmis, ne güzel yazmisi unutturacak kadar duygusal malzemesi olmasi, elbette sans degil. Buna ugras denir. Ugrasiyor adam. Yani ugrasmis hep, arsada top oynarken de Noluyor lan burada diye ugrasmis. Basina gelen her seyde ugrasmis, düsünmüs, biriktirmis. Bence bu birikenleri cebe atip gidecegine yazarak paylasmasi, bu zanaata asik olusu okuyana Oh be dedirtiyor. Kaplama nostalji ve kaba güncel elestiriye mesafesi, huysuz ama yine de umutlu bakisi, hikayelerini sevdiriyor.
- Cem Yilmaz
Sagimiz solumuz ormanlarla dolu muhtesem bir yoldan eve dönüyorduk ama orasinin evimiz olmadigini biliyorduk. Kadiköyü, cocuklugumuzu özlüyor, bunu kendimize bile anlatamiyorduk. Arabada Cengiz Kurtoglu sarki söylemeye devam ediyor, Ermeni bir doktor New Yorkta elli yildir vatanini düslüyordu.