Dagda eskiya mi var, istedigi kadar olsun. Eskiya nedir ki... Ama bu Bu korkutuyor beni. Toprak meselesi... Bir aklina düserse köylünün, önüne gecilmez. ... Bu oglan esegin aklina karpuz kabugu düsürdü. Yasar Kemal Ince Memedden Eskiya, Türkiyede bu kitabin odaklandigi 1950-1970 döneminde son ve parlak yükselisini yasayan, öncesinde hep gündemde olan, etkili, vurucu bir terim. Kürt Meselesinin bir alt konusu veya örtüsü olarak kodlanmis.

Bir tarafta kriminalize eden, öte tarafta mitlestiren bir terim. Evrensel sosyal teoride de sosyal eskiya-anti-sosyal haydut ikiligi cercevesinde, cok tartisilan bir konu.

Ahmet Özcan, hem bu tartismayi genisletiyor, hem de Türkiye ve Kürtler baglaminda vakalarla, hikayelerle, imgelerle donatilmis saglam bir analiz ortaya koyuyor. Modern ulus-devletin serpilme sürecinde eskiyadan suclu vatandasa, masum köylülerden dagli canavarlara gecis nasil oldu Münferit vakalar sayilan Dogu eskiyaligi, neden toplu bir kriminallestirme esliginde sistemli bir eskiya avinin konusuna dönüstü En nihayet Eskiyadan Teröriste nasil gecildi

Siyaset ve medya söylemi yaninda, sinemaya ve edebiyata da bakiyor Özcan. Eskiyaliga bakista iki karsit yaklasimin romandaki güclü temsillerini, Yasar Kemal ve Kemal Tahiri inceliyor. Ayrica dönemin üc popüler eskiyasi Kocero, Hekimo ve Hamidonun sosyal portreleri, eskiya olgusunun toplumsal baglamina ve iktidarla iliskilerine isik tutuyor.