Elinizdeki kitap gündemden hic düsmeyen Kadin konusuna mitolojik, teolojik ve sosyolojik pencerelerden göz atan, kah düsüncenin dar sokaklarinda dogru adresi arayan, kah satir satir tüm yerlesik kabulleri dograyan bir mefhumlar hercümecidir.
Yazar, Kadin eksenindeki eskizlerini hizaya sokarak okuzlarin takdirlerine tevdi ederken, gelenek ve modernizm arasinda cirpinan kadinin zihin dünyasina bir parca aydinlik getirebilmeyi umut etmektedir.
Kadinlarin sancili serencamini izleyerek tefekküre ve vicdan muhasebesine dalabilmek icin elinizdeki bu defne yapraklari birer ilham kaynagi olacak.
Bir defnenin dallarina kurulmus agac evin penceresinden; annenizi, sevgilinizi, esinizi ve kendinizi seyredeceksiniz...
Ah beyaz Müslüman, ah yorgun adam Oysa ben, senin bir zamanlar sedirli odanin duvarlarini süsleyen, minik ellerini duaya kaldirmis kücük basörtülü kizim sadece. Senin sessizligin sesime güc katti sadece. Kalbimi sikarak konusmayi ögrendim. Bu yüzden kulaklarini tirmalar oldu kelimelerim.
Sen degistigin icin degistim Polatim, Alemdarim. Sen günese yatirdin bedeninin ama bronzlasan hep bendim. Simdi kirbacini avuclarinin arasinda saklatip, yorulduk diyorsun.
Yillardir, bogaza nazir Müslüman konaklarin bes yildizli mescitlerinden baska denizleri seyrediyorsun. Sari buklelerini kenara ittirip yanaklarini oksadigin sekreterinden bir bardak su istiyorsun.
Ve hic kanmiyorsun, kanamiyorsun...