Hayatim hep ayni seyleri yasamakla gecti. Kimi sevdiysem, gitti. Nedenini söylemeden, kucaklasmadan, veda etmeden gitti. Oysa her gidisin bir nedeni olmaliydi; sarilip son kez kokusunu birakmaliydi giden, ardinda kalanlara...
Ne kokusu kaldi sevdiklerimin ne de sebebi vardi gidislerinin.
Önce sevdiler, yücelttiler, övdüler, oksadilar, öptüler ama sonra hepsini yerle bir edip, hice sayip beni, ciplak ayaklariyla ruhumu ezip gittiler. Bu yüzden cok sevdiklerime hep cok sövdüm ben. Kanayan yanlarimi sarip zamana sövdüm. Akan gözyaslarimi örttügüm makyajimi silerken sövdüm. Uyandigimda sövdüm, uykusuz kalinca sövdüm...
Unuttum mu
Tabii ki unutmadim ama aklimin daragacina astim hepsini. Yokluklarina sövdüm, yalnizligima sövdüm. Icimden atamadigim cesetlerine sövdüm...Sonra ruhumu astim aklimin daragacina kurusun diye...
Islak bir kadinin hikayesi bu Nedensiz gitmelerin hikayesi. Bilmedigimiz, görmedigimiz ama asla vazgecemedigimiz, gidenlerimizin hikayesi bu...