Anilarimizin bir güncesini tutmamiz gerekir; gönül güncesi, can gölgesinde hiclik defterine yazilir. Cabamiz, hiclik defterine yazilanlari okuma ugrasi olarak algilanmalidir.
Bana göre düsünsel deneyim yapmak, düsünce düsü kurmaktir Bu deneyimi bedene yöneltmek düsü kirmak ve yeni bir düse kulac atmak demektir. Bedene yönelik düsünsel deneyim, kendini davranis olarak disa vurur. Davranis, yazgi kimligi olarak nedenin yazdigi bir öyküdür bir bakima. Öykü okundugunda -ki yasanarak okunur- davranis kendi nedenini sese dönüstürür.
Sesleri cözdügümüzde bunun bilme kültürünün degil, degistirme kültürünün bir parcasi oldugunu hemen anlariz. Bu anlamda yazan kisi normal insanlara göre bir yabancilasmayi yasamis olmalidir. Tam da bu nedenle insan yazmak icin yasar ya da yasamak icin yazar Ne care, yasam gercektir, yani her gercek gibi iki yüzlü.
O zaman düsünürsün Bu iki yüzlü gercegin bir felsefesi olsun istersin. Yasamin icerisindeki amacli yürüyüsün, disaridan bir savrulma olarak algilansa da sen; iki yüzlülügü bir erdem olarak gören ya da yetismisligin kaniti kabul eden bir sfi olmayi yeglersin. Dogru mu yaparsin yanlis mi yaparsin bilemeyiz Ama yasaminin hicbir aninda ne kendini aldatirsin ne de satarsin.