Batili emperyalist devletler ve o zamanki Carlik Rusya, daha Birinci Dünya Savasindan önce Osmanliyi paylasma arzusunda idiler. Amaclarina ulasmak icin gizli antlasmalar bile yapmislardi. Bu emperyalistler, tam bir Hacli kafasiyla hareket ederek, Türkü bu bölgeden yok etmek ve Türksüz bir bölge hayali kuruyorlardi.
Birinci Dünya Savasi sonunda Osmanlinin bircok cephede basarili olmasina ragmen müttefiklerinin yenilmis olmasindan dolayi maglup devlet durumuna düsmesiyle, Mondros Mütarekesi imzalanir. Iste bu mütarekenin imzalanmasiyla birlikte Osmanli ve Türkiye galip devletler tarafindan önceki paylasma anlasmalarina göre hemen isgale baslanir. isgallerde, isgal amaclarina yerli Hiristiyan azinliklar alet edilir. Ne yazik ki bu azinliklar amaclanan oyuna gelerek emperyalizme alet olurlar
Birinci Dünya Savasindan sonra, emperyalistler, Paris Konferansinda paylasma görüsmelerine basalarlar. Ve Milletler Cemiyeti, catisi altinda sömürgecilik faaliyetlerine yeni bir ad bulurlar. Manda
Savasta galip gelmis olmanin verdigi üstünlük ile yeni sömürgecilige, hukuki bir kilifla, manda kavramiyla yeni bir sekil verilmek istenir.
Oysa Manda sömürgeciligin yeni adidir
Koloni, himaye derken, sömürgeciligin adi bu defa Manda olur