Kac yasina gelmistim, hala bir arabam yoktu. Ise otobüsle gidip geliyordum. Ama Pazarlama Müdürü Erkut Beyin arabasi vardi, cünkü o mühendisti. O ITÜ mezunuydu, ben Acikögretimi zar zor on yilda bitirmistim. O sirkete para kazandiriyordu, ben ise hicbir sey kazandirmiyor, sadece para harciyordum. Bir insan istese basaridan bu kadar uzak bir hayat yasayamazdi.
Tüm bunlar yetmezmis gibi, aksam bir de canim hic istemedigi halde Nerminle bulusacaktim. Evinizde olur da bir karafatma görürseniz onu öldürmeyin. Üzerine bir kavanoz kapatip bir süre izleyin. Bir süre sonra o da kavanozun kenarina gelip sizi izleyecektir. Simdi o surati unutmayin, alin bir kadin vücudunun üzerine koyun, iste size Nermin. Merhaba Nermin. Nasilsin Asik misin hala bana
Biz kendi siradan yasantilarimizdan sikayet ederken, hepimize ibret olacak sikiciliktaki bir ise, dünyanin sevilesi olmaktan en uzak sevgilisine ve kendi basarisizligi ile önemsizligine dair sarsilmaz bir inanca sahip Muazzam Beyin, adiyla alay edercesine vasat ve sönük olan hayati ise bambaska bir yöne girmek üzereydi...
Sandalyeyi yatagin yanina cekerek oturdu, bacak bacak üstüne atti. Muazzam, kizimi öldürmüssün. Hayirdir bir terbiyesizligi falan mi oldu sana diye sordu. Hayir efendim, bana karsi en ufak bir terbiyesizligi olmadi. Aksine cok terbiyeli yetistirmissiniz kendisini, cok tesekkür ederim size. diye cevap verdim.
Bizim de Renkli Televizyonumuz Vardi, Yedi Kere Sekiz ve Allah Belani Versin Brokoli kitaplarinin yazari Onur Göksen, dünyanin en sahane ismine sahip bu ilk romaninda, siradan hayatlar ve sikici zorunluluklar icinde debelenen günümüz insanini, zihinlerin en derin ve karanlik köselerindeki hayallerin gercege dökülebildigi bir dünyaya davet ediyor.